Menfi Tespit Davası Nedir?
Menfi tespit davaları, borçlu olduğu iddia edilen kişi tarafından alacaklıya yöneltilen ve borçlu olunmadığının ispatı için açılan davalardır. Yargıtay kararında da ifade edildiği üzere “HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır.”
Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla Takipte Menfi Tespit Davasının Etkisi
Menfi tespit davası açan borçlu taraf, borçlu olmadığını ispat edecek, hem de bu dava sayesinde hakkında başlatılmış icra takibi varsa bu takibin durdurulmasını sağlayabilecek veya paranın alacaklıya ödenmesine engel olabilecektir.
Menfi tespit davası, kambiyo senetlerine özgü takip henüz başlamadan önce veya takip başladıktan sonra açılabilir. İcra takibi başladıktan sonra menfi tespit davası açılabilmesine icra takibine itiraz etmiş veya etmemiş olmanın bir etkisi yoktur. İster takibe itiraz edilmiş olsun isterse hiç itirazda bulunulmamış olsun borçlu, menfi tespit davası açabilir. Çünkü borca veya imzaya itiraz takip hukukunu ilgilendiren bir mesele iken menfi tespit davası maddi hukuka ilişkindir. Ve borçlunun menfi tespit davasıyla elde edeceği yarar, itiraz prosedüründen farklı ve avantajlıdır. Bu nedenle borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilir. Yargıtay da verdiği kararlarda aşağıdaki tespitlerde bulunmaktadır;
“Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe itiraz edilmemiş olması menfi tespit davası açılmasını engellemez.”
“Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, borca veya imzaya itiraz takibi durdurmadığından imzaya itiraz etmiş olan fakat elinde İİK madde 169(a)’da belirtilen yazılı resmi belge bulunmayan borçlunun hakkındaki takibi durdurabilmek için menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır.”
“Davanın bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olup, hukuki dayanağının İİK’nun 72. maddesi olduğunu, icra mahkemesince verilen icra takibinin durdurulması kararı, takip hukukuna ilişkin olup, maddi hukuk bakımından davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun gözetilmesi gerekir.”
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte menfi tespit davası açmak tek başına icra takibini durdurmaz. Takibin durdurulması, talep halinde ve teminat karşılığında mümkün olmaktadır. Ancak dava, icra takibi başlatıldıktan sonraki aşamada açılmışsa, icra takibi teminat karşılığında durdurulamaz. Sadece hacze çevrilen malların icra veznesindeki parasının alacaklıya ödenmesine engel olunabilir. Bunun için de yine teminat yatırılması gerekmektedir.